Karnımı kestiler, kisti çıkardılar, bir parça kumaş gibi diktiler derimi...
İmmatür teratom grade 2
Çok nadir görülen bir tür kanser, yayılabilen versiyonu
Haberi ilk aldığımda hissediğim bir tür boşluktu. İki aydır türlü hastalıkla boğuşmanın verdiği yorgunluk, en kötüsüyle yüzleşmenin getirdiği garip rahatlama hali...
Ne hissedeceğimi bilmiyorum. Karaciğerimi kaybedeceğim için öyle çok korktum ki, sanki artık korkmaya mecalim kalmadı. İstemsizce gözlerim doluyor sık sık. Biraz kendine acıma, biraz teslimiyet...
Moralin öneminden bahsediyor herkes. Önümde bir tedavi süreci var, kemoterapinin yıpratıcı mesaisi var. Kaldırabilecek miyim bu yorgunlukla, bilmiyorum.
Ama yaşamak istiyorum, yeter mi?
27 Nisan 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
yetmez mi özgecim...yetecek, göreceksin.
YanıtlaSilözgecim, uykularını kaçıracak, bedenini hırpalayacak kadar kudrete sahip şeyle yüzleştim diyorsun ya.. o şey, o çaba, ürkiten-şaşırtan kudretini varolmaya, yaşamaya duyduğu tutkudan alıyor aslında. demek istiyorum ki, o çok sevdiğin yaşama yakışır bir anlam bulma çabasıydı, bu yıkıcı güç. o yıkıcılığın derinliği seni şaşırtıyor ya,evet yanlış yollarla yaşamımızı var etme girişimlerine yöneltti(seni,beni, pek çoğumuzu) belki, ama o şaşırtan güç önemli bir şeyin daha emaresi bence: daha derinlerdeki varolma, yaşama gücünü yansıtıyor. Bu güç, yanılmazlık daha da önemlisi tutarlılık değil,biz hep öyle bişi sandık. bu başka bir şey: bu güç daha çok derin bir arzu, bir tutku, çapraşık, hem korkak hem özgüvenli..işte bu diline dökülüveren "yaşamak istiyorum" cümlesi, yaşama o derinden bağlılığın. ab'ı hayatın. şimdi "ab'ı hayat"ını yeni kanallara akıtacaksın..onu içsel olarak tutarlı kurma çabalarımız, ki bunu en iyi omzumuda eski kuşaklardan, benzer düşlerden kalan kesik bir el gibi duran, durmadan kanayarak duran, marxizm, solculuk sağlıyordu bize. herşeyi bu tutarlılıkta, bu benlikle kurmamaya çalışmak, bu kibir, bir gençliş hastalığıydı. ama artık ilk gençlik geride kaldı, sen benim saçımda artan akları şaşkınlıkla farkederken russel square'de o bahar gunu, ben salakça bir hayretle rastladığım tüm eski arkadaşlarımın yüzlerinin yaşlandığını farkettikçe gün be gün, demek oluyordu ki artık geride kalmıştı ilk gençlik.. ama bunun NE GÜZEL bir sey olduğunu şimdi anlıyorum: artık anlam evrenimiz genişliycek, çoklanacak, antilerle dolacak:))etkililik, yaşamak, çoklukla mümkün belki de bizim zamımızın ruhunda. çatlatan sancılarıyla genişliyoruz özge. senin de şimdi daha da yayılıyor abı hayatın.
YanıtlaSilsen onu başkakanallara akıtmaya başladın, genişliyorsu ya çatırtılarla, ama nolur unutma, yaşam hiçbir zaman tek kişilk olmadı insan oğluna,varolduğumuzu hep başkasının varlığında gördük, anladık, kurduk..abı hayat'ına sarılrıken dört elle yanına hep dostlarını da al-onlar senle olacaktır!
özlem