Hayatın bu kadar yıkıcı olabileceğini bilmiyordum. İnsanın kendi bedenine bu kadar ağır hasar verebileceğini...
Önce uykusuzluk başladı, haftalarca süren, insanı yavaş yavaş delirten bir uykusuzluk... Bedenin yorgunluktan ağrırken, gözlerin yanarken, öylece saatlerce yatmak yatakta, uykuyla uyanıklık arasında sıkışıp kalmak, bir kapının eşiğine kadar gelip, o kapının koluna bir türlü uzanamamak gibi, bir adım ötede sevdiğini görüp, o adımı bir türlü atamamak gibi, işte o zaman korku bütün benliğini sarar, bedeninin uykumayı unuttuğundan, bir daha asla uyuyamayacağından korkarsın, göğsüne yakıcı bir ağırlık çöker, karanlık bir kuyuya düşmeye başlarsın, ta ki sabah oluncaya, bedenin yorgn ve yenik, yeni günün ritmine teslim oluncaya dek...Sonra karın ağrıları geldi, her seferinde beni hastanelik eden, en az 2-3 gün serumlara, ağrı kesicilere, kan testlerine, ultrasonlara mahkum eden, morfine bile tepki vermeyen, bir türlü teşhis edilemeyen karın ağrıları... En son geldiğinde ateşi ve iltahabı da beraberinde getirdi, gitmedi. Günlerce maruz bırakıldığım antıbıyotik tedavisinin karaciğerimi zehirlediğini öğrendiğimde çok geçti. Toksik hepatit, safra sorunları yakama yapışıp öyle bir sarstılar ki, zaten yabancısı olmadığım kaygı ve korku benliğimi büsbütün teslim aldı. Ölüm korkusunu iliklerimde hissettim. Kendinden başka herşeyi anlamsızlaştıran, koyu karanlığında eriten o meşum ölüm korkusu...
Karaciğerin yavaş yavaş kendini toparlamaya çalışırken, muhtemelen o korkunun bedenime armağan ettiği 10cm. çapında kocaman bir yumurtalık kisti çıktı karşıma, ne menem bişeydir henüz belli değil, operasyon, sonra testler, böyle sürüp gidecek bu kabus
Plastrone apandisit, toksık hepatit, safra taşı, yumurtalık kisti, hepsi toplam bir ayda, genç ve sağlıklı sayılabilecek bir bedende ortaya çıktı, gaipten gelen sesler gibi...
Korkuyorum, ameliyattan, sağlığıma kavuşamamaktan, doğurganlığımı yitirmekten, ama en çok kendi kendime zarar verebilme yeteneğimden. Bedenim üzerindeki bu sınrısız gücümden, yıpratma, bozma, yok etme potansiyelimden...
Kendimi kendimden nasıl koruyacağımı bilmiyorum, çaresizlik, hissettiğim şeyin adı bu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder